Dizinin yıldızı Demiratar polemiklerden uzak durmak, oyunculuğu ile anılmak istiyor..
'Lise Defteri', 'Gazi', 'Acı Hayat', 'Dur Yolcu' isimli dizilerin yanısıra 'Abdülhamit Düşerken', 'O Kadın' gibi sinema filmleri ile de beğeni toplayan Selin Demiratar, çok heyecanlı. Çünkü cuma akşamları yeni dizisi 'Adanalı' ile televizyon ekranlarına dönüyor. İşte Demiratar'ın yeni dizisine dair anlattıkları...
* 'Adanalı' isimli dizi filmle ekranlara dönüyorsunuz. Diziden ve oynayacağınız karakterden bahseder misiniz?
Öncelikle çok iyi bir kadro var. İyi oyuncular, samimi insanlar... Aksiyon sahneleri çok fazla. Bugüne kadar çok aksiyon sahnesi çekmediğim için benim için de ilk olacak. Durum komedilerinin de içinde olduğu bir senaryo. Canlandırdığım karakterin adı İdil. İş disiplini olan, azimli bir kadın polis. Adanalı rolü Oktay Kaynarca'nın. Adanalı geliyor İstanbul'a, uzun zamandır takip ettiği bir adam var, biliyor ki çete lideri ama hiç bir şeyini kanıtlayamıyorlar. Çünkü legal yollardan işlerini hallediyor. Ama İdil'in inandığı bir takip olduğu için Adanalı geldiğinde kendisine ayak bağı olmasını istemiyor ve aralarında büyük çekişmeler doğuyor.
DUBLÖR KULLANIYORUM
* Aksiyon sahnelerini siz mi oynayacaksınız yoksa dublör mü kullanacaksınız?
Dublör kullanıyoruz. Çünkü bu sahneleri daha profesyonel yapan insanlar var. Onlara bırakmak daha doğru. Yaptığınız bir hatada sakatlanabilirsiniz. Ama çok tehlikeli olmayan sahnelerde kendim oynamayı tercih ediyorum.
* Seyirci bu dizide heyecan, aşk, aksiyon bulacak galiba?
Evet. O kadar insanları üzen, depresyona sokan bir gündem var ki... Ekonomik, politik ve başka birçok şeyde haberleri izlerken, hepimizin morali bozuluyor. Bu dizinin içinde biraz komedinin de olması insanlara nefes aldıracak diye düşünüyorum. Gülmeye ihtiyacımız var. O yüzden hikaye sevilecek diye düşünüyorum.
* Dizi veya yeni projelere başlarken, özel çalışmalarınız olur mu karakterler üzerinde?
Amerika'daki gibi değil tabii, uzun süreçler yok. Çok uzun süre çalışma yapamıyoruz maalesef. O yüzden kendi başıma odamda senaryoyu çalışıp, konsantre oluyorum. Mesela bu dizi için silah tutmayı öğrendim.
* Yeni bir sinema filmi projeniz var mı peki?
Mayıs ayına kadar dizi nedeniyle çekemem. Ama önümüzdeki sezon sinema yapacağım. Bu sene de gelen projeler oldu ama güzel bir proje olmasını istiyorum.
STARLAR MÜTEVAZI OLUR
* Sinemada en çok kimleri beğeniyorsunuz?
Melisa Sözen'i çok beğeniyorum. İyi bir oyuncu ve kemiksi hatlarından dolayı sinemaya çok yakışıyor. Tülin Özen'i, Nurgül Yeşilçay'ı beğeniyorum. Oyunculuğu ortaya çıkarabilmek için iyi bir projenin olması da şart tabii. Çok iyi oyuncularımız var; sadece performanslarımızı gösterilebileceğimiz ortamlar sağlanması önemli. Türkan Şoray'a büyük hayranlık duyuyorum. Yerinin doldurulması zaten mümkün değil. Kendi döneminin de bugünün de en iyisi bence ve çok alçakgönüllü. Bence o yüzden star, çünkü starlar mütevazı olur.
* Aslında tam tersi söylenir, 'star ulaşılamaz olmalı' diye, sizce de böyle mi olmalı starlık?
Starlığı ukalalık ve kendini beğenmişlik olarak algılamak yanlış. O, yaptığı başarıyla ulaşılamaz oluyor. Bizde biraz kraldan çok kralcı olmak; bir de, "Aman uzak durun ben starım" havaları var. Oyuncularda çok fazla yok da daha çok şarkıcılarda böyle. Çünkü oyuncunun korumalarla falan dolaşması bir kere kendine zarar verir. Oyuncu dediğin kişi her gördüğü şeyden feyz alan, hayatın içinde olan biridir. Hayattan, olaylardan, insanlardan kendini uzak tuttuğun zaman oyuncu olamazsın.
* Son yıllarda 'Dudaktan Kalbe', 'Yaprak Dökümü' gibi klasiklerin dizi haline getirilmesine ne diyorsunuz?
Bunların da yapılması gerekiyor elbette. Ama bizim çok ciddi bir senaryo sıkıntımız var, yeterli senaristimiz yok. Üniversitelerde senaryo eğitimi üzerine daha ciddi bölümler açılsa belki daha iyi senaristler çıkarabiliriz. Senarist sıkıntısı olunca da klasikler bir bir diziye dönüştürülüyor haliyle.
POLEMİKLER İŞ PLANLAMASI
* Adınız polemiklerle anılmıyor pek, özellikle mi uzak duruyorsunuz?
Ben öyle polemiklere falan giremem. Yapımda yok öyle bir şey! Bana bunlar çok çirkin, kötü geliyor. Biri benim için bir şey söylediğinde çok üzülüyorum. Benim yapabileceğim şey değil polemik. Bazısı için polemiklere katılmak ve hatta bir polemik yaratmak iş planlamasıdır ama bana çok uzak böyle planlar... Oyunculukta söylediğin cümlelerden çok, yaptığın işte ne kadar başarılısın, izleyiciyi kendine ne kadar inandırıyorsun önemli olan bu aslında. Ben dışarıda ne kadar konuşsam da, ne söylesem de eğer bu işte başarısızsam, kaybolur giderim zaten...
'Lise Defteri', 'Gazi', 'Acı Hayat', 'Dur Yolcu' isimli dizilerin yanısıra 'Abdülhamit Düşerken', 'O Kadın' gibi sinema filmleri ile de beğeni toplayan Selin Demiratar, çok heyecanlı. Çünkü cuma akşamları yeni dizisi 'Adanalı' ile televizyon ekranlarına dönüyor. İşte Demiratar'ın yeni dizisine dair anlattıkları...
* 'Adanalı' isimli dizi filmle ekranlara dönüyorsunuz. Diziden ve oynayacağınız karakterden bahseder misiniz?
Öncelikle çok iyi bir kadro var. İyi oyuncular, samimi insanlar... Aksiyon sahneleri çok fazla. Bugüne kadar çok aksiyon sahnesi çekmediğim için benim için de ilk olacak. Durum komedilerinin de içinde olduğu bir senaryo. Canlandırdığım karakterin adı İdil. İş disiplini olan, azimli bir kadın polis. Adanalı rolü Oktay Kaynarca'nın. Adanalı geliyor İstanbul'a, uzun zamandır takip ettiği bir adam var, biliyor ki çete lideri ama hiç bir şeyini kanıtlayamıyorlar. Çünkü legal yollardan işlerini hallediyor. Ama İdil'in inandığı bir takip olduğu için Adanalı geldiğinde kendisine ayak bağı olmasını istemiyor ve aralarında büyük çekişmeler doğuyor.
DUBLÖR KULLANIYORUM
* Aksiyon sahnelerini siz mi oynayacaksınız yoksa dublör mü kullanacaksınız?
Dublör kullanıyoruz. Çünkü bu sahneleri daha profesyonel yapan insanlar var. Onlara bırakmak daha doğru. Yaptığınız bir hatada sakatlanabilirsiniz. Ama çok tehlikeli olmayan sahnelerde kendim oynamayı tercih ediyorum.
* Seyirci bu dizide heyecan, aşk, aksiyon bulacak galiba?
Evet. O kadar insanları üzen, depresyona sokan bir gündem var ki... Ekonomik, politik ve başka birçok şeyde haberleri izlerken, hepimizin morali bozuluyor. Bu dizinin içinde biraz komedinin de olması insanlara nefes aldıracak diye düşünüyorum. Gülmeye ihtiyacımız var. O yüzden hikaye sevilecek diye düşünüyorum.
* Dizi veya yeni projelere başlarken, özel çalışmalarınız olur mu karakterler üzerinde?
Amerika'daki gibi değil tabii, uzun süreçler yok. Çok uzun süre çalışma yapamıyoruz maalesef. O yüzden kendi başıma odamda senaryoyu çalışıp, konsantre oluyorum. Mesela bu dizi için silah tutmayı öğrendim.
* Yeni bir sinema filmi projeniz var mı peki?
Mayıs ayına kadar dizi nedeniyle çekemem. Ama önümüzdeki sezon sinema yapacağım. Bu sene de gelen projeler oldu ama güzel bir proje olmasını istiyorum.
STARLAR MÜTEVAZI OLUR
* Sinemada en çok kimleri beğeniyorsunuz?
Melisa Sözen'i çok beğeniyorum. İyi bir oyuncu ve kemiksi hatlarından dolayı sinemaya çok yakışıyor. Tülin Özen'i, Nurgül Yeşilçay'ı beğeniyorum. Oyunculuğu ortaya çıkarabilmek için iyi bir projenin olması da şart tabii. Çok iyi oyuncularımız var; sadece performanslarımızı gösterilebileceğimiz ortamlar sağlanması önemli. Türkan Şoray'a büyük hayranlık duyuyorum. Yerinin doldurulması zaten mümkün değil. Kendi döneminin de bugünün de en iyisi bence ve çok alçakgönüllü. Bence o yüzden star, çünkü starlar mütevazı olur.
* Aslında tam tersi söylenir, 'star ulaşılamaz olmalı' diye, sizce de böyle mi olmalı starlık?
Starlığı ukalalık ve kendini beğenmişlik olarak algılamak yanlış. O, yaptığı başarıyla ulaşılamaz oluyor. Bizde biraz kraldan çok kralcı olmak; bir de, "Aman uzak durun ben starım" havaları var. Oyuncularda çok fazla yok da daha çok şarkıcılarda böyle. Çünkü oyuncunun korumalarla falan dolaşması bir kere kendine zarar verir. Oyuncu dediğin kişi her gördüğü şeyden feyz alan, hayatın içinde olan biridir. Hayattan, olaylardan, insanlardan kendini uzak tuttuğun zaman oyuncu olamazsın.
* Son yıllarda 'Dudaktan Kalbe', 'Yaprak Dökümü' gibi klasiklerin dizi haline getirilmesine ne diyorsunuz?
Bunların da yapılması gerekiyor elbette. Ama bizim çok ciddi bir senaryo sıkıntımız var, yeterli senaristimiz yok. Üniversitelerde senaryo eğitimi üzerine daha ciddi bölümler açılsa belki daha iyi senaristler çıkarabiliriz. Senarist sıkıntısı olunca da klasikler bir bir diziye dönüştürülüyor haliyle.
POLEMİKLER İŞ PLANLAMASI
* Adınız polemiklerle anılmıyor pek, özellikle mi uzak duruyorsunuz?
Ben öyle polemiklere falan giremem. Yapımda yok öyle bir şey! Bana bunlar çok çirkin, kötü geliyor. Biri benim için bir şey söylediğinde çok üzülüyorum. Benim yapabileceğim şey değil polemik. Bazısı için polemiklere katılmak ve hatta bir polemik yaratmak iş planlamasıdır ama bana çok uzak böyle planlar... Oyunculukta söylediğin cümlelerden çok, yaptığın işte ne kadar başarılısın, izleyiciyi kendine ne kadar inandırıyorsun önemli olan bu aslında. Ben dışarıda ne kadar konuşsam da, ne söylesem de eğer bu işte başarısızsam, kaybolur giderim zaten...