Anasayfa
Oktay Kaynarca'nın 'Kurtlar Vadisi'nden sonra rol aldığı hiçbir proje tutmamıştı.
Haliyle sermayeden yiye yiye sanat hayatına! devam etti. Tam yok olacak iken...
Çok şanslı adam 'Adanalı' gibi bir dizi ile durumu şimdilik kurtardı. Yine bulutlarda dolaşmaya başladı. Adana rüzgarı bir iki yıl daha devam eder. Sonrası Allah kerim demeyeceğim. Şurası kesin, ağzınla kuş tutsa Kadir İnanır, Tarık Akan, Haluk Bilginer gibi aktör olamayacak. Neden diye sorarsanız...
Çünkü ilk gününden itibaren durumunun bilincinde değil. Ağır delikanlı aktör imajı çok başka şeyler. Geçen hafta yaşanan küçük bir olayı gözünüzün önüne getirin. Ve iyice düşünün. Üç yıldır 'Yaprak Dökümü' dizisinde oynadığı 'Fikret' rolü ile kadınların bir numaralı sevgilisi haline gelen 'Bennu Yıldırımlar' meğerse Oktay Kaynarca'nın konservatuvardan arkadaşı imiş. Kaynarca bunu gazetecilere bakın nasıl duyurdu; 'Bennu okulda arkadaşımdı. Bir içim su idi. Ona aşıktım. Dönüp bir kere bakmadı vicdansız...'
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup düşünün. Bu bir delikanlı adamın söyleyeceği söz mü? Her kız Oktay'a yüz verecek diye bir zorunluluk mu var? Yoksa Kaynarca kendini Alain Delon'un gençliği kadar yakışıklı filan mı sanıyor? Tam tersi sokaklar Kaynarca'dan daha yakışıklı erkekler ile dolu... Yıldırımlar olgun ve ne yaptığını bilen kadın. Bu tarihi açıklamaya gereken yanıtı vermiş.
"Oktay'a ilgi göstermemişsem bir nedeni vardır. Ayrıca çok gereksiz bir açıklama. Sanırım yakın arkadaşız diye böyle söyledi. Hiç gerek yoktu." Bu arada Bennu Yıldırımlar'ın meslektaşı Bülent Emin Yarar ile evli olup, bir çocuk annesi olduğunu hemen hatırlatalım. Geçmiş anısı da olsa, bir delikanlı, evli kadın hakkında konuşurken dikkatli olmak zorundadır. Yalan mı?
Diyelim ki, Kaynarca son büyük aşkı 'Özgü Namal' ile evlendi. Çocukları da oldu. Ama günün birinde de Namal'ın okul arkadaşlarından biri ortaya çıkıp, "Ben Namal'a eskiden çok aşıktım. Ama bana hiç yüz vermedi vicdansız" dese...
Acaba Adanalı Oktay Kaynarca ne yapar? Yanıtı siz verin. Bennu Yıldırımlar'ın eşine yani meslektaşına saygıyı hiç hatırlamayan Kaynarca'yı size havale ediyorum. Şayet gündemde kalmak istiyorsa, Fatih Terim ağabeyi ile dolaşmaya devam etsin. Bir zamanlar arkadaşı olanlar şimdi başka yerde Terim ile idare etsin...
Hadi komedyenler birbirini yerken, dalga geçerken makul nedenleri var. Ortalık ne kadar karışırsa, vatandaş filmlerine daha çok gidecek. Onlar da milyonlarca lirayı cebe indirecek. Peki güzel sevgililere ne oluyor? Hiç mi kişilikleri yok veya bunca yıl yaptıkları kariyerleri? Ayrıca sevgilileri olarak anılan Cem Yılmaz ile Şahan Gökbakar hayatlarında bugün var, yarın yoklar.
Doğa Rutkay demiş ki; "Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filmini hiç beğenmedim." Yılmaz'ın sevgilisi Cansu Dere ise boş durur mu, hemen yanıtı yapıştırmış. Onların ikisi de 'çağdaş Avrupalı kızlar.' Manken, tiyatro oyuncusu falan filan. Overlokçu değiller yani...
Bu komik geyik muhabbetine noktayı Şahan Gökbakar koydu... "Benim sevgilim döver" demiş...
Hani Roman mahallesindeki kadınların kavgası gibi. Onlar da kavga ederken "İnşallah kocam seni öpsün" diyerek beddua! ederler ya...
Atalarımız ne demiş, 'Büyük lokma ye, büyük konuşma...' Bir arkadaşımız kendini 'reyting mühendisi' olarak tanıtıyordu. Çünkü geçmişte her şey çok kolaydı. Kral, padişah olmak filan...
Çünkü halkımız her şeye aç idi. Belli saatlerde bazı kanalların ekranına 'odun' gelse izleniyordu. Neler, kimler reyting canavarı oldular. Ama bugün durum çok değişik. İyi ve yeni işler istiyor halkımız. Kim olursan ol, geçmişte ne olursan ol...
İşte Can Tanrıyar'ın durumu. İlk Televoleci Tanrıyar daha sonra birçok magazin programında başarılı! olmuştu. Geçen akşam başlayan 'İşte Bu Benim Şovum'da ise ancak 2.3 reyting alabildi. Cumartesi akşamı yaklaşık 22.40'ta başlayan program ilk 25 arasına bile giremedi. Üstelik ilk programın konukları İbrahim Tatlıses ile Oktay Kaynarca idi. Hadi buyurun buradan yakalım.
Haliyle sermayeden yiye yiye sanat hayatına! devam etti. Tam yok olacak iken...
Çok şanslı adam 'Adanalı' gibi bir dizi ile durumu şimdilik kurtardı. Yine bulutlarda dolaşmaya başladı. Adana rüzgarı bir iki yıl daha devam eder. Sonrası Allah kerim demeyeceğim. Şurası kesin, ağzınla kuş tutsa Kadir İnanır, Tarık Akan, Haluk Bilginer gibi aktör olamayacak. Neden diye sorarsanız...
Çünkü ilk gününden itibaren durumunun bilincinde değil. Ağır delikanlı aktör imajı çok başka şeyler. Geçen hafta yaşanan küçük bir olayı gözünüzün önüne getirin. Ve iyice düşünün. Üç yıldır 'Yaprak Dökümü' dizisinde oynadığı 'Fikret' rolü ile kadınların bir numaralı sevgilisi haline gelen 'Bennu Yıldırımlar' meğerse Oktay Kaynarca'nın konservatuvardan arkadaşı imiş. Kaynarca bunu gazetecilere bakın nasıl duyurdu; 'Bennu okulda arkadaşımdı. Bir içim su idi. Ona aşıktım. Dönüp bir kere bakmadı vicdansız...'
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup düşünün. Bu bir delikanlı adamın söyleyeceği söz mü? Her kız Oktay'a yüz verecek diye bir zorunluluk mu var? Yoksa Kaynarca kendini Alain Delon'un gençliği kadar yakışıklı filan mı sanıyor? Tam tersi sokaklar Kaynarca'dan daha yakışıklı erkekler ile dolu... Yıldırımlar olgun ve ne yaptığını bilen kadın. Bu tarihi açıklamaya gereken yanıtı vermiş.
"Oktay'a ilgi göstermemişsem bir nedeni vardır. Ayrıca çok gereksiz bir açıklama. Sanırım yakın arkadaşız diye böyle söyledi. Hiç gerek yoktu." Bu arada Bennu Yıldırımlar'ın meslektaşı Bülent Emin Yarar ile evli olup, bir çocuk annesi olduğunu hemen hatırlatalım. Geçmiş anısı da olsa, bir delikanlı, evli kadın hakkında konuşurken dikkatli olmak zorundadır. Yalan mı?
Diyelim ki, Kaynarca son büyük aşkı 'Özgü Namal' ile evlendi. Çocukları da oldu. Ama günün birinde de Namal'ın okul arkadaşlarından biri ortaya çıkıp, "Ben Namal'a eskiden çok aşıktım. Ama bana hiç yüz vermedi vicdansız" dese...
Acaba Adanalı Oktay Kaynarca ne yapar? Yanıtı siz verin. Bennu Yıldırımlar'ın eşine yani meslektaşına saygıyı hiç hatırlamayan Kaynarca'yı size havale ediyorum. Şayet gündemde kalmak istiyorsa, Fatih Terim ağabeyi ile dolaşmaya devam etsin. Bir zamanlar arkadaşı olanlar şimdi başka yerde Terim ile idare etsin...
Hadi komedyenler birbirini yerken, dalga geçerken makul nedenleri var. Ortalık ne kadar karışırsa, vatandaş filmlerine daha çok gidecek. Onlar da milyonlarca lirayı cebe indirecek. Peki güzel sevgililere ne oluyor? Hiç mi kişilikleri yok veya bunca yıl yaptıkları kariyerleri? Ayrıca sevgilileri olarak anılan Cem Yılmaz ile Şahan Gökbakar hayatlarında bugün var, yarın yoklar.
Doğa Rutkay demiş ki; "Cem Yılmaz'ın A.R.O.G filmini hiç beğenmedim." Yılmaz'ın sevgilisi Cansu Dere ise boş durur mu, hemen yanıtı yapıştırmış. Onların ikisi de 'çağdaş Avrupalı kızlar.' Manken, tiyatro oyuncusu falan filan. Overlokçu değiller yani...
Bu komik geyik muhabbetine noktayı Şahan Gökbakar koydu... "Benim sevgilim döver" demiş...
Hani Roman mahallesindeki kadınların kavgası gibi. Onlar da kavga ederken "İnşallah kocam seni öpsün" diyerek beddua! ederler ya...
Atalarımız ne demiş, 'Büyük lokma ye, büyük konuşma...' Bir arkadaşımız kendini 'reyting mühendisi' olarak tanıtıyordu. Çünkü geçmişte her şey çok kolaydı. Kral, padişah olmak filan...
Çünkü halkımız her şeye aç idi. Belli saatlerde bazı kanalların ekranına 'odun' gelse izleniyordu. Neler, kimler reyting canavarı oldular. Ama bugün durum çok değişik. İyi ve yeni işler istiyor halkımız. Kim olursan ol, geçmişte ne olursan ol...
İşte Can Tanrıyar'ın durumu. İlk Televoleci Tanrıyar daha sonra birçok magazin programında başarılı! olmuştu. Geçen akşam başlayan 'İşte Bu Benim Şovum'da ise ancak 2.3 reyting alabildi. Cumartesi akşamı yaklaşık 22.40'ta başlayan program ilk 25 arasına bile giremedi. Üstelik ilk programın konukları İbrahim Tatlıses ile Oktay Kaynarca idi. Hadi buyurun buradan yakalım.
